İç ve dış ortamdan kaynaklanan etmenler nedeniyle, başta yapı taşıyıcı sistemi olmak üzere, yapının çeşitli bölümlerinde birtakım hasarlar oluşmaktadır. Taşıyıcı sisteminde hasar oluşmuş yapılarınsa, kullanıcıları fizyolojik ve ekonomik anlamda olumsuz etkilemesinin yanı sıra, deprem gibi doğal af etlere karşı savunmasız kalması söz konusu olabilmektedir.
Türkiye gibi depremle iç içe olan bir ülkede, yapı taşıyıcı sisteminin güvenliğinin sağlanması ve sistemdeki yalıtım uygulamalarının etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle yapıların, döşemelerinde, duvarlarında ve duvar boşluklarında, çatılarında ve yine derzlerinde yalıtım önlemleri alınmalıdır. Öte yandan, yapılarda alınacak önlemler, yapının bulunduğu iklim koşullarına, işlevsel ya da estetik kaygılara göre değişiklik gösterse de, bazı temel prensiplerin detaylarda, doğru bir şekilde uygulanması önlemlerin işlerliği açısından önemlidir. Bu anlamda örneğin;
Tasarım aşamasında, yapılarda kullanılan ürünlerin birbiriyle uyumlu çalışabilecek özellikte seçilmesi,
Aynı zamanda, ürünlerin iç ve dış çevresel etmenlere karşı dayanımı yüksek ürünlerden seçilmesi,
Uygulama aşamasında, ısı köprüleri oluşturulmaması,
Yalıtım uygulaması yapılacak yüzeyin temiz ve sorunsuz olması,
Yalıtım uygulamaları sırasında, aşamalar arasındaki sürekliliğin sağlanabilmesi,
Kullanılan ürünlerin teknik şartnamelerinde belirtilen şekilde uygulanarak zarar görmemesi,
Genleşme derzlerinin kapatılmaması,
Yalıtımın sürekliliğinin tüm yapıda sağlanması gibi konulara özen gösterilmelidir.